top of page

Günaydın...

Hayat hepimiz için zor ama yine de gülümsemeye değer…

Bu sabah köpeklerimi (Kuki ve Shela) yürüyüşe çıkarttığımda 2 ayrı insanla karşılaştım ve ikisi de bambaşka duygular yaşattılar bana…

Sabah saat 6.45 de beni uyandıran Kuki ve Shela ya rağmen gayet keyifli bir halde site içinde dolaşıyordum. Kuki ve Shela dan aldığım enerjiyle her geçen dakika biraz daha keyifli birazda mutlu bir ruh haliyle dolaşırken önce bir kadınla karşılaştım. Göz göze geldik ve kendisine gülümseyerek “günaydın” dedim. Kadın yüzüme ifadesizce baktı ve geçti gitti. Ben de arkasından baka kaldım.

Önce kızdım, bu ne kibir bu ne terbiyesizlik diye. Hem göz göze gel hem de selamsız sabahsız uzaklaş… Sonra düşündüm kim bilir neler yaşıyor içinde ve etrafında diye… Kim bilir ne fırtınalar kopuyor içinde, hayatta başa çıkmak için uğraştığımız hangi acıyla boğuşuyor acaba… Belki de bana gülümseseydi ve günaydın deseydi her şey değişebilirdi hayatında. Ben de bir keramet olduğundan değil ama hayat bir gülümsemeyle, günaydınla ve yeni insanlarla tanışma fırsatlarını yakalayarak değişebilir. O bana anlatırdı derdini ben ona anlatırdım derdimi son kim kimin derdine üzülse bilinmez bir halde gülüp geçseydik…

Tam bana “günaydın” demeyen kadına kızgın ve düşünceli yürürken bisiklete binen bir adımın bağırarak “günaydın” demesiyle hayata döndüm. Adama günaydın diyemeden, şaşkınlığımı ve kadının bıraktığı duyguları toparlayamadan adam geçti gitti önümden… Sonra düşündüm, adam kim bilir benim için, yüzündeki nemrut ve kızgın ifade için çok kızmış olmalı…

Yani hayat çok kısa ve sürekli aynı döngü içinde…

Geçmişte kalmadan, 5 dakika öncesinde bile kalmadan an’ı kaçırmamak lazım… An’da kalmak lazım…

Şimdi evdeyim ve Kuki ve Shela yla an’ı yaşıyorum… Alpar (eşim) uyanınca “günaydın” diyecem… Çünkü hayat bazen bir “günaydın” la değişir…

Hadi herkes herkese “günaydın” desin…

Sevgilerimle

Gonca Ergün

bottom of page