Hatalı Alanlarınız

Bu kitabı okumamı psikiyatrım önerdi. Başlarda zevk aldım ama işin gerçeği bi türlü bitiremedim. Elime yapıştı, kaldı. Neyse herhangi bir kitap için olumsuz yorumlarda bulunmayı sevmiyorum. Bu kitap hangi kategoriye giriyor bilemiyorum ama kişisel gelişim yada psikoloji denilebilir.
Şimdi kitabı okurken altını çizdiğim, bende değer yaratan bazı cümlelerde sıra…
Büyük olmanın ölçüsü, diğerlerinin çılgınlığı seçtiği koşullarda kişisel doyumu seçebilme yeteneğidir.
Yaşa… Kendin ol… Eğlen… Sev.
Ya tüm yaşamın hatalıysa…
Zekanın gerçek ölçüsü, her günün her anının etkili ve mutlu yaşayabilmektir. Yaşamın her anını dolu dolu yaşayan mutlu bir insansanız, zekisiniz demektir.
Ne isterseniz, onu düşünme gücüne sahipsiniz.
Gelecek gelir, “şimdi” olur ve yine gelecek için hazırlanırız. Mutluluk yarına kalır ve ona hiç ulaşılamaz.
Ne kadar iyi olduğunuzu bir kez fark ederseniz, değer ve ilkelerinizin başkaları tarafından zorlanmasına gereksiniminiz kalmaz.
Fiziksel siz’i sevmeye karar verin ve onun size çekici ve değerli geldiğini ilan edin.
Onay istemek, “Benim hakkımdaki görüşün, kendi görüşümsen daha önemlidir.” Demekle eş anlamlıdır.
Övülmek zorundaysanız ve bu yönde sinyaller gönderiyorsanız, kimse size gerçek düşüncelerini açamaz.
Alışkanlık, alışkanlıktır ve onu kimse camdan fırlatıp atamaz, ikna ederek merdivenden aşağı basamak basamak indirilmelidir.
Birçok insanın sizi anlamayacağı gerçeğini ve bunun kötü bir şey olmadığını kabul edin.
İnsanları çılgına çeviren bugünün deneyimi değil, dün olan bir şey için pişmanlık duymak ve yarının getireceklerinden korku duymaktır.
Endişenin en iyi panzehiri harekettir.
Sadece güvensiz insanlar güvenceye ulaşmaya çabalar.
Başarısızlık, yalnızca belirli bir görevin nasıl tamamlanması gerektiğine dair bir başkasına ait düşüncedir. Bir eylemin başkası tarafından yönlendirilmeden yapılması gerektiğine inanırsanız, başarısızlık imkansız olur.
Evrensel hiçbir kural, kanun ya da gelenek yoktur… bu dahil.
Herhangi bir ilişkide iki insan tek bir insan haline gelirse, sonuç iki yarım insan olur.
Sevgilerimle,
Gonca Ergün