top of page

Hayal Kırıklığı…


Hayal kırıklıklarımızın sebebi yanlış kurduğumuz hayaller mi…

Şimdi dönüp de, insanlara, olaylara, havaya, suya kızmayalım… Olmayacak duaya “amin” deyip, sonra da “dualarım kabul olmuyor” demek, olmaz.

Benim hiçbir hayalim yok, diyen insanların bile bir sürü hayali var aslında. Okula gidiyorsak, iş başvurusu yapıyorsak, yeni sözleşmeler imzalıyorsak, hamile kalıyorsak, hatta pirinç alıyorsak bile hayallerimiz var demektir.

Pilav yapmak bile, hayal olabilir. Sonunda lapa pirinçler ise, hayal kırıklığı… Şimdi pirince mi kızalım, suya mı… Yoksa ölçü, hesap bilmeden pilav yapmaya çalışan kendimize mi…

Peki asıl soru… İlla birine kızmak, kırılmak, kırıklar içinde kalmak gerekir mi… Gerekmez…

Bırakın, pilav lapa olsun…

Bırakın, çocuk sakat doğsun…

Bırakın, diploma hayal kalsın…

Bırakın…

Sadece ve sadece an’ı yaşayın… Her şeyi zamana bırakın, olurun bırakın demiyorum. Sadece hayaller üzerine, planlar doğrultusunda, hedefler ışığında bir hayat yaşamayalım…

Gün ne getiriyorsa o’nu yaşayalım, hiçbir şeyden pişman olmayalım, kırılan hayallere malzeme vermeyelim…

Kısaca hayatın tadını çıkartalım…

Bugün de içimden bu geldi…

Sevgilerimle

Gonca Ergün


bottom of page