Mutluluk...
Ahhh mutluluk… Hepimizin derdi mutlu olmak… Üstelik mutlu olamadığımız için mutlu olamayan insanlarız…
Bana kalsa mutluluk üzerine sayfalarca yazarım ama size çok daha özel ve anlamlı bir kaynaktan paylaşımlar yapacağım bu yazıda.
“Mutluluk Kulübü” nün yazarı sevgili Müge Çevik, Kagider’den arkadaşım. Kendisinin çeşitli danışmanlıklar ve koçluk yaptığını biliyordum. Kitabıyla da “mutluluk” üzerine görüşlerini öğrenmiş oldum. Oldukça başarılı bir kitap, başucu kitabı olabilecek güzel bir kaynak.
Şimdi sizlere kitaptan altını çizdiğim bazı bölümleri yazacağım. Çok daha fazlası için mutlaka “Mutluluk Kulübü” nü alıp, okumanızı tavsiye ederim.
Mutluluk Kulübü, mutlu olan insanlardan daha çok, mutluluğa cesaret ile niyet edenlerin kulübüdür.
Mutluluk, neşe, sevinç ya da coşku değildir; memnuniyet hiç değildir.
Mutluluk öğrenilebilir ve her öğrenme gibi merakla başlar.
Herkesin kendinden kendine çeviri yapan bir tercümana ihtiyacı vardır.
Genel geçer doğrular, bilimin laboratuvarlarda denenerek varılan sonuçlarına kıyasla, hayatın içinde çok daha fazla denenmiş sonuçlardır.
Bedeninize sorup da cevap alamayacağınız, kendiniz ile ilgili hiçbir evet/hayır sorusu yoktur.
Kolay olan düşünmektir, zor olan hissetmek.
Zihin denen şey bir iletişim sistemidir.
Ne yaparsak yapalım, suyun içinde olup da ıslanmadan kalamıyoruz.
Baktığın yere gidersin.
Kırmızı bir araba almaya karar vermek; diğer renklerdeki tüm araçlara sahip olmamayı göze almaktır.
Birbirine bir kez dokunan hiçbir şey, temastan önceki ile aynı kalamaz. Her ilişki, taraflarını geri dönülmez şekilde değiştirir.
Mutluluk hayata dair bir şeydir. Yani, öncelikle hayata karışmak gerekir.
Sevgilerimle,
Gonca Ergün