top of page

Umudu kovalamak...


Zaman zaman "umut" bizden kaçıverir. İşin kötüsü “umut” kaçtıkça kovalarsın, kovaladıkça kaçar… Bu durumda kovalamayı bırakmak çözüm gibi görünse de, hemen akabinde gelen umutsuzluk tüm bedenini ele geçirir.

Umut, herkese lazım;

Bu ülkede yaşamak için umut lazım.

Kadın olmak için umut lazım.

Asker olmak için umut lazım.

Hayallerine ulaşmak için umut lazım.

İşini yürütmek ve kovulmamak için umut lazım.

Ebeveyn olmak için umut lazım.

Tamda bunları yazarken hissettiğim şey şu; lazım olan şey umut mu yoksa çalışmak mı? Çalışırsak, yılmadan yıkılmadan çalışırsak, sanki umut bizi kovalamaya başlayacak gibi…

Hiçbir zaman hayata pembe gözlüklerden bakan, kendi kendini motive etmek için kandırmacaların içine düşen birisi olmadım. Olmamda zaten.

Durum şu ki; umudu kovalamayı bırakıp, çalışmaya başladığımda her şey değişiveriyor. Bir bakıyorum, umut peşimde beni kovalıyor…

Ahhh ahhh… Kaçan kovalanır… Kovalanan kaçar…

Sevgilerimle,

Gonca Ergün


bottom of page