top of page

GREY


E L James in okuduğum dördüncü kitabı. İlk üç kitabını yani, “Grinin Elli Tonu”, “Karanlığın Elli Tonu” ve “Özgürlüğün Elli Tonu” nefes kesiciydi. Dördüncü kitap, “Grey” için asla kötü bir kitap diyemem ama ilk üç kitabın yarattığı etkiyi göremedim.

İlk üç kitapta hikayeyi hep kadın karakter anlattı, yani “Anastasia Steele”.

Belki benim de kadın olmam ve empati kurmaya daha yakın olmamdı ilk üç kitabı sevdiren.

Belki, Ana’nın da, benim de ve birçok kadının da hayali olabilecek (cinsel anlamda değil) bir adama aşık olmasıydı ilk üç kitabı cazip kılan. Cazip olan neydi biraz açayım, güçlü bir erkekti Christian Grey, biraz gizemli, aşık, yakışıklı, çekici, seksi, farklı, anlatması zor… Okumanızı tavsiye ederim.

Gelelim son kitap Grey’e…

İlk üç kitabı okurken bir ilişkiye sadece kadın gözüyle bakmıştım, oysa bu kitap erkek karakterin dünyasını önümüze seriyor. Ne hissettiğini, ne yaşadığını, ne anladığını, korkularını, kaygılarını, güçsüzlüğünü ve daha bir sürü şey…

Bir ilişkiye kadın ve erkek tarafından bakabilmek bence normal şartlarda mümkün değil. Çünkü ister istemez hemcinsinin duygularına daha çabuk adapte oluyor insan. Bir şekilde bu duyguların yaşanmışlığı oluyor insanda…

Tabi Christian açısından bakınca ilişki bambaşka bir hal alıyor. İlk üç kitaptaki kadar detay bu kitapta yok. Duygular yine anlatılıyor ama anlatan erkek olunca biraz yavan kalıyor sanki…

Okumadıysanız öncelikle ilk üç kitabı, sonrasında ise “Grey” i tavsiye ederim…

Sevgilerimle,

Gonca Ergün


bottom of page