top of page

Huzursuzluk

Livaneli nin bu kitabı ve okurken, okuduktan sonra bana hissettirdikleri üzerine kitaptan daha uzun yazabileceğimi düşünüyorum. Soluksuz okudum, gerçekten kitabın bazı yerlerinde nefesimi tuttuğumu ve tıkandığımı fark ettim. Bu harika kitap beni çok çok çok etkiledi.

Kitap yani “Huzursuzluk” beni etkiledi ama eminim okuyan her insanı etkiler, yeter ki kişi insan olma vasfını yitirmemiş olsun. Bu kitabı mutlaka alın, okuyun ve değer verdiğiniz herkese okutun.

Beni bu kitapta en çok etkileyen şey neydi sorusuna tek bir cevap veremiyorum. Birbiri içine geçmiş o kadar çok duygu yaşadım ki, hangisi daha etkili, bilemiyorum. Kitabın konusunu yazmayacağım burada, çünkü zaten her yerde yazıyor konusu, internette araştırıp okuyabilirsiniz.

Ben bu kitabı okumayı bitireli bir haftadan fazla oluyor, şimdi bunları yazarken bile hissettiğim bir sürü duygu var size onları yazacağım.

“Huzursuzluk”, bana tekrar şunu hatırlattı, en kötüsü ve son olan ölmek değil, ölümden daha beteri var. Daha kötü çok kötü şeyler var bu dünyada.

İnsanların içini nefret, acımazlık ve cahillik kapladıysa ve ne uğruna olduklarını bile bilmedikleri bir ideolojinin pençesindeyseler sizi her yerde bulabilirler ve hiçbir yer güvenli değil.

Kadınlar… kadınlar… kadınlar… Artık bir rahat verin, bir huzur verin. Çile çile çile… Yeter… Adına din diyerek, zalimce, insanlıktan, vicdandan, duygudan uzak yaşamayın. Zalim olmayın, zulüm yapmayın.

Dinler ve inançların kaynağı acı vermek değildir, olmamalıdır. Irkçı olmak ve insan olmak yan yana anılmamalı.

Kendimizi iyi hissetmek için yaptıklarımız ve dünyamız o kadar dar k, çıkıp kurtulmak lazım bu girdaptan.

Ahhhh Meleknaz, ahhhh Meleknaz… Sen ve senin gibi kadınların yaşadıkları hiç bitmiyor, bitmiyor, bitmiyor. Ben ve benim gibiler de anca kitaplarda okuyup, ah vah diyoruz. Ama canımız yanıyor. Yani benim canım yanıyor.

Okuyun, lütfen bu kitabı okuyun…

Sevgilerimle

Gonca Ergün


bottom of page